Diyabet ve beslenme

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR?

Genelde bana gelenler şöyle diyorlar, hiç tatlı da yemem ama şekerim çıktı neden? Şeker hastalığı sadece tatlı yiyen insanlarda olmaz. Kilo aldıkça pankreas denilen organımızın tek salgısı olan insülin seviyesi yetersiz kalır ya da doğuştan yoktur buna bağlı olarak bu hastalık gelişir. Bundan da anlaşılacağı gibi fazla kilolu olmak şeker hastalığı riski beraberinde getiriyor. Bunun dışında ailesel genetik risk olabiliyor. Gribal bir enfeksiyon ya da travma sonrası oluşabiliyor. Hastalığın kabullenmesi bazen maalesef süreç alıyor. Bu noktada hastalığın kontrolü önemlidir.

DİYABET(ŞEKER HASTALIĞI) KONTROLÜ

Diyabette tedavinin amacı kan şekerini normal sınırlarda tutarak diyabete bağlı gelişebilecek sağlık sorunlarının ortaya çıkışını engellemek veya önlemek, yaşam süresini ve kalitesini yükseltmektir.

Diyabeti kontrol altına almanın ilk adımı onu öğrenmektir.

            Beslenme tedavisi

            İnsülin/ ilaç

            Fiziksel aktivite

            Eğitim

Diyabet tedavisinin birbirini tamamlayan parçalarından biridir.

BESLENME TEDAVİSİ

Beslenme tedavisi diyabetin kontrolünde temel taşlardan biridir.

Amacı;

Arzu edilen sağlıklı tedavi sürecini sağlamak için;

            Açlık kan şekeri(AKŞ) :90- 130 mg/dl

            Tokluk kan şekeri (TKŞ): 140- 180 mg /dl

            HbA1c: <%7

            Total kolesterol:<200 mg/dl

            LDL kolesterol:< 100 mg/dl

            Trigliserit: <150 mg/dl düzelerinde tercih edilir.

Maalesef hastalara hala direk şeker düzenleyici hapla tedaviye başlanıyor. Oysa dediğimiz gibi ilk esas beslenme tedavisidir. Diyetle kontrol altına alınamıyorsa diyet + şeker düzenleyici ilaç/ insülin şeklinde tedavi düzenlenmelidir. Hastaların büyük bir çoğunluğu gerekli eğitimi almıyorlar. Bu da onların geleceğinde birçok hastalığa yakalanma şanslarını artırıyor. Diyabetik hastalar diyetlerine dikkat etmediklerinde kalp hastalığına yakalanma riskleri çok yüksektir. Yine şekerin yüksek düzeylerde seyretmesi -dengesiz gitmesi gözde kataraktan körlüğe kadar götürebiliyor. Sinir uçlarında duyu his kayıpları oluşabiliyor. En kötüsü böbrekler fonksiyonunu kaybedip yetmezliğe girebiliyor. Dolaşım bozuklukları ile ayakta – parmaklarda kangrenler bunun sonucunda da o organın kaybı oluşabiliyor. İyi bir bakımla kurtarılabilmesi mümkün olabilir. Ama tatsız sonuçlarda olabiliyor. Aslında bunların hiçbirini yaşamak zorunda değilsiniz. Diyabetik kişiler diyetlerine uyduklarında bizim için hasta bile değillerdir. Diyetleri eskiye oranla çok daha rahattır. İyi bir eğitim süreci ile diyetlerine dikkat ettiklerinde daha sağlıklı ve uzun ömürlü yaşarlar. Bu noktada amacımız;

Diyabetin ileri dönemde ortaya çıkabilecek kronik komplikasyonlarını(berberinde oluşan hastalıkları) önlemek ve tedavi etmek,

Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığını kazandırmak

Yaşam süresini ve kalitesini yükseltmektir.

Diyabetli bireylerin beslenme tedavileri; yaşına, boyuna, vücut ağırlığına, fiziksel aktivite durumuna ve beslenme alışkanlıklarına göre diyetisyen tarafından hazırlanır. Beslenme programı kişiye özeldir. Ortak bir program oluşturulamaz.

Diyabetli bireylerde de yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak için tüm besin ögelerinden önerilen miktarlarda ve enerji gereksinimlerine göre alması gerekir.

Tip 2 diyabetiklerin %80’ i obezdir. Enerji alımının azaltması ile ağırlık kaybı metabolik kontrolü olumlu yönde etkiler. Diyabetik bireylerin enerji gereksinimleri saptanıp, kendilerine uygun enerjiyi diyetle almaları arzu edilen vücut ağırlığının sağlanması açısından önemlidir.

KARBONHİDRATLAR

En önemli enerji kaynağıdır. Günlük diyetle mutlaka alınmalıdır. Besinlerde bulunan karbonhidrat türleri şekerler, nişasta ve posa’dır. İnsülin kullanan diyabetik bireylerde, yoğun insülin tedavisi alanlarda öğün öncesi insülin dozunun öğünün karbonhidrat içeriğine göre ayarlandığında toplam karbonhidrat miktarı glisemik (kan şeker cevabı)kontrolü etkilememektedir.

Karışım insülin kullananlarda karbonhidrat miktarı gün gün tutarlı olması gerekir. Diyabetli bireye karbonhidrat kaynağı olarak önerilen besinler; tam taneli tahıllar, ekmek, kuru baklagiller, sebzeler, meyveler, süt.

POSA

Yiyeceklerin sindirilmeyen kısmıdır. Diyet posasının vücuttaki etkileri;

            Kan şekerini yavaş yükseltir,

            İnsülin ihtiyacını azaltır,

            Tokluk hissinin oluşmasını sağlayarak ağırlık kontrolüne yardımcı olur.

            Bağırsak çalışmasını düzenler, kabızlığı önler.

            Kanda yağların yükselmesini önler.

Diyetteki Posa miktarını artırmak için;

Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek tercih edilmeli

Pirinç yerine bulgur tercih edilmeli

Meyve suyu yerine meyve yenilmeli, kabuklu yenebilen meyveler kabuklu yenmeli

Günde en az 5 – 7porsiyon sebze – meyve yenmeli

Öğünde salata yenmeli

Kuru baklagiller sıklıkla tüketilmeli(haftada 2–3 kez)

PROTEİNLER

Vücudun büyümesi, gelişmesi ve yıpranan dokuların onarılmasında önemli görevleri vardır. Diyabet vücudun protein gereksinimini etkilemez. Önerilen miktarlarda alınması gerekir. Ancak diyabete bağlı böbrek problemleri gelişmiş ise diyetle protein alımının sınırlandırılması gerekir.

YAĞLAR

Kalp hastalığı riskinden korumak için diyetle alınan yağ türlerinin belirli dengelerde olması önerilmektedir.

Doymuş yağdan gelen enerji <%10

            Tekli doymamış yağdan gelen enerjinin %12- 15

            Çoklu doymamış yağdan gelen enerjinin <%8- 9

            Diyet kolesterolü < 300 mg/ gün

Bunun için;

Kırmızı et yerine tavuk, balık, hindi eti daha çok tercih edilmeli

Haftada 1–2 porsiyon balık tüketilmeli

Etli yemeklere ayrıca yağ konmamalı

Yemeklerinizde katı yağ yerine sıvı yağ kullanılmalı ve mümkün olduğunca azaltılmalı.

Haftada 3 adet yumurta yenmeli; kolesterol içeriği nedeni ile çünkü diyabetik hastaların kalp hastalığına yakalanma riskleri daha yüksektir.

Sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek vb) ,sosis, salam, sucuk vb. tüketilmemeli

Kuyruk yağ, margarin, tereyağı kullanılmamalı

Yemekler pişirilirken kızartma, kavurma yerine ızgara, haşlama veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmeli.

VİTAMİN- MİNERALLER

Yeterli ve dengeli beslenen diyabetikler günlük vitamin – mineral gereksinimlerini diyetle karşılayabilirler.

ÖĞÜN SAYISI VE ZAMANI

Yemeklerin miktarı ve cinsi kadar tüketim zamanları da büyük önem taşır. Önerilen besinlerin zamanında ve önerilen miktarlarda yenilmesi hipo(düşük) ve hiperglisemiyi (yüksek şeker koması)önler. Uzun aralıklarla düzensiz yemek yenmesi hipo ve hiperglisemiye yol açar. Bu nedenle oruç tutmak, bir veya birkaç öğün atlamak sakıncalıdır.

Bireysel kan glikoz takibi öğün aralığı ve miktarına yardımcı olur.

 3 ana, 2–3 ara öğün tüketilmesi uygundur.

YAPAY TATLANDIRICILAR VE DİYET ÜRÜNLERİ

Enerji içerenler; fruktoz, sorbitol, mannitol, ksilitol

Enerji içermeyenler; sakkarin, siklamat, asesülfam- K, aspartam

Enerji içeren tatlandırıcılar belirli miktarların üzerinde tüketilmesi halinde kan şekerini yükseltebilirler. Sorbitol fazla alındığında ishale neden olabilir. Enerji içeren tatlandırıcıların bulunduğu yiyecekler diyetisyene danışılmadan tüketilmemelidir.

Tatlandırıcıların, cinsine göre günlük en fazla kullanılabilecek miktarlarının farklı olduğu unutulmamalıdır.

Diyet ürünleri hiçbir zaman kısıtlama olmadan yenebilecek yiyecekler arasında düşünülmemelidir. Etiket bilgileri mutlaka okunmalıdır. Her bir diyet ürünü kullanılabilecek özelliklere sahip olmaya bilir. En önemli nokta ürünün içeriği, kullanılan tatlandırıcının cinsidir. Çoğu diyet ürününün karbonhidrat içeriği düşük, yağ içeriği fazladır.

Öneriler…

Yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmeli.

Bireye uygun vücut ağırlığı sağlanmalı ve sürdürülmeli,

Öğün atlanmamalı,

İnsülin/ ilaç zamanlarına ve dozlarına dikkat edilmeli

Önerilen fiziksel aktivitelere (yürüyüş gibi) özen gösterilmeli.

Sigaradan uzak durulmalı.

Bilinen Yanlışlar

Halk arasında yaygın inanışlar vardır;

Ekşi elmanın şekeri yoktur, greyfurt suyu, kiraz sapı şekeri düşürür.

Bunun olabilmesi için bu besinlerin bünyesinde insülin hormonunun olması gerekir. Bu hormon da sadece insan vücudunda vardır. Hiçbir besinin bünyesinde yoktur. O nedenle bilimsel hiçbir geçerliliği olmayan sadece psikolojik olarak kişilerin inandığı şeylerdir.

Şekerim normal olunca diyet yapmama gerek yoktur.

Kan şeker düzeyiniz normal sınırlarda seyretse bile bu diyet ömür boyu yapmanız gereken bir diyettir. Ama dikkat ettiğinizde bunu bir yaşam modeli olarak hayatınıza kattığınızda, her besin grubundan her öğünde düzenli aldığınız için daha sağlıklı yaşarsınız. Dikkat edilmediğinde pis ve sinsi bir hastalıktır.

Diyetisyen Fatmagül Yılmaz Öztürk